43. ZUHRUF / 61Sure Ayet Sayısı: 89 Kitap Sırası: 43 Nüzul Sırası: 63 Nüzul Yeri: MEKKE | Muhakkak o, saat için kesinlikle ilimdir.
Artık ona imtira etmeyin… ve BANA tabi olun!
Bu, sırat-ı mustakimdir. | وَاِنَّهُ لَعِلْمٌ لِلسَّاعَةِ فَلَا تَمْتَرُنَّ بِهَا وَاتَّبِعُونِۜ هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ | .61 | 61 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
innehu Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
ilmun Kök: A:LMKelime: ilimİsim, Eril Kelime Anlam: Bilgi.
Bilinmiş ve bilinecek olanların tümünün Hayat-ı ilahi içinde ki kümülatif varlığı. (İlm-i Küll)
Bir muhataptan, okumak, görmek, dinlemek gibi yollardan edinilen bilgi, malumat (İlm-i cüz).
Kişinin bir ilim vericiden (muallim), dıştan 5 DUYU yoluyla ve ders edinerek (talim) edindiği bilgi. Öğrenme.
lis Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
sâati Kök: SVA:Kelime: saatİsim, Dişil Kök Anlam: ✦ Benlikten arınmış hareket. Emr-i ilahiye uygunluğu duymak.
✦ Bir günün yirmi dörtte biri, saat. Altmış dakikalık zaman.
✦ Zaman, vakit. Belirli bir vakit. Kelime Anlam: ✦ Benlikten arınmış hareket. Emr-i ilahiye uygunluğu duymak.
✦ Bir günün yirmi dörtte biri, saat. Altmış dakikalık zaman.
✦ Zaman, vakit. Belirli bir vakit.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
temterunne Kök: MRYKelime: merayeFiil, İFTİ'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman
bihâ Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ttebiûni Kök: TBA:Kelime: tebeaFiil, İFTİ'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Emir Kelime Anlam: Birinin arkası sıra giden, ona uyan. Boyun eğen. İtaat eden. Gr: Kendinden evvelki kelimeye göre hareke alan. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ı görmüş olanları, ashabını görüp, onlardan hadis dinlemiş olan.
hâzâ Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
sırâtun Kök: S:RT:Kelime: sıratİsim, Eril Kelime Anlam: Yan sınırları belirli olan geniş ve işlek cadde. Yol.
mustekîmun. Kök: K:VMKelime: mustakimİsim, İSTİF'AL Kalıbı, Etken, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: İstikamet üzere olan. Doğru, istikametli. Sapmayan, eğri olmayan, düz, dik. Hilesiz, temiz, saf. | | | | |
Diğer Meal: Şüphesiz o Kıyametin (kopacağının) bir bilgisidir. Artık onun hakkında asla şüphe etmeyin, bana uyun, bu doğru bir yoldur.
|
43. ZUHRUF / 62Sure Ayet Sayısı: 89 Kitap Sırası: 43 Nüzul Sırası: 63 Nüzul Yeri: MEKKE | Şeytan sakın sizi sadd etmesin… muhakkak o sizin için mübin düşmandır. | وَلَا يَصُدَّنَّكُمُ الشَّيْطَانُۚ اِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُب۪ينٌ | .62 | 62 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
şeytânu Kök: ŞT:NKelime: şeytanÖzel İsim, Eril Kelime Anlam: İnsanın Allah'a itaatine engel olan hertürlü duygu, meta yada herhangi şey. / İbranice; "şikâyet edilen, düşman" anlamında “Satan-Ṣāṭān”, Süryanice; “sṭā” "sapmak, yoldan çıkmak" manasına gelmekte olup, “Sāṭānā-Saṭān” şeklinde, iğrenç olan, iğrençlik yakışan anlamlarına gelmektedir. (satan-satanist)
innehu Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
lekum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
aduvvun Kök: A:DVKelime: aduvvİsim, Eril Kök Anlam: ✦ Koşmak. Hızla ilerlemek (özellikle at ve deve gibi binekler için kullanılır ve saldırganlık içerir).
✦ Düşmanlık etmek. Haddi aşmak. Saldırmak. Zalim.
✦ Hazırlamak. Yayılmak. Salgın hastalığın hızla yayılması.
✦ Uzaklık, mesafe (hem konum için hem de ilişkiler için). Kelime Anlam: ✦ Düşman, hasım. Zalim.
✦ Haddi aşan.
mubînun. Kök: BYNKelime: mubinİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril Kelime Anlam: Açık, aşikar. Ayan kılan, beyan ve izah eden. Dilediğine doğru yolu gösteren. Hak ile batılın arasını tefrik edip, ayıran. Hakkı hakkınca beyan ve izhar eden. | | | | |
Diğer Meal: Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır.
|
43. ZUHRUF / 63Sure Ayet Sayısı: 89 Kitap Sırası: 43 Nüzul Sırası: 63 Nüzul Yeri: MEKKE | İsa beyyinelerle geldiğinde, dedi ki:
"Hakkında ihtilaf ettiklerinizin bazısını beyan etmek için… kat'iyyetle hikmet ile size geldim!
Artık ALLAH'a ittika edin!... ve bana itaat edin!" | وَلَمَّا جَٓاءَ ع۪يسٰى بِالْبَيِّنَاتِ قَالَ قَدْ جِئْتُكُمْ بِالْحِكْمَةِ وَلِاُبَيِّنَ لَكُمْ بَعْضَ الَّذ۪ي تَخْتَلِفُونَ ف۪يهِۚ فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُونِ | .63 | 63 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
lemmâ Kök: harfKelime: lemmaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Hükme olumsuz anlam verir. Vaktâki, o zaman. / Henüz / İstisna için: "İllâ" yerinde de olur.
câe Kök: CYeKelime: caeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
îsâ Kök: A:YSKelime: isaÖzel İsim
bil Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
beyyinâti Kök: BYNKelime: beyyinİsim, Dişil, Çoğul
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
kad Kök: harfKelime: kadKelime Anlam: Kesinlik, kat'iyyet bildirir. Fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir.
ci'tukum Kök: CYeKelime: caeFiil, 1.nci, Tekil, Geçmiş Zaman
bil Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
hikmeti Kök: HKMKelime: hikmetİsim, Dişil Kelime Anlam: İnsanın, mevcudatın hakikatlerini bilip hayırlı işleri yapmak sıfatı. Hakimlik. Eşyanın ahvalinden, harici ve batini keyfiyetlerinden bahseden ilim (İlm-i Hikmet). Herkesin bilmediği gizli sebeb. Kainattaki ve yaradılıştaki İlahi gaye. Sır. Akıl, söz ve hareketteki uygunluk.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
ubeyyine Kök: BYNKelime: tebeyyunFiil, TEF'İL Kalıbı, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Belli olmak. Sabit olmak. Görünüp anlaşılmak.
lekum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
ba'de Kök: BA:D:Kelime: bazıİsim, Eril Kelime Anlam: Bir şeyin bir kısmı. Bir parça. Bâzısı. Biraz. Diğer.
llezî Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
tahtelifûne Kök: H:LFKelime: halefeFiil, İFTİ'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman
fîhi Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
ttekû Kök: VK:YKelime: ittikaFiil, İFTİ'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Emir Kelime Anlam: Takva sahibi olmak. Kendisini Takva sahibi yapmak.
llahe Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
etîûni. Kök: T:VA:Kelime: taveaFiil, İF'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Emir | | | | |
Diğer Meal: İsa, apaçık mucizeleri getirdiği zaman şöyle demişti: “Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyle ise, Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
|
43. ZUHRUF / 64Sure Ayet Sayısı: 89 Kitap Sırası: 43 Nüzul Sırası: 63 Nüzul Yeri: MEKKE | "Muhakkak ki ALLAH... O benim de Rabbimdir... sizin de Rabbinizdir!
Artık O'na abd olun!
Bu, sırat-ı mustakimdir." | اِنَّ اللّٰهَ هُوَ رَبّ۪ي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ | .64 | 64 |
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
llahe Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
huve Kök: zamirKelime: huveZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
rabbî Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
rabbukum Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
f Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
a'budûhu Kök: A:BDKelime: abdFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Emir Kelime Anlam: Emir alan ve aldığı emri yerine getiren. Buna mecbur olan. / Hareketlerini belirleyecek emirleri almak üzere mabuda bağlantılı olmak. / Köle.
hâzâ Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
sırâtun Kök: S:RT:Kelime: sıratİsim, Eril Kelime Anlam: Yan sınırları belirli olan geniş ve işlek cadde. Yol.
mustekîmun. Kök: K:VMKelime: mustakimİsim, İSTİF'AL Kalıbı, Etken, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: İstikamet üzere olan. Doğru, istikametli. Sapmayan, eğri olmayan, düz, dik. Hilesiz, temiz, saf. | | | | |
Diğer Meal: Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na kulluk edin, işte bu doğru bir yoldur.
|
43. ZUHRUF / 65Sure Ayet Sayısı: 89 Kitap Sırası: 43 Nüzul Sırası: 63 Nüzul Yeri: MEKKE | Ardından, aralarından hizbler, ihtilaf ettiler. Artık, elim yevmin azabından veyl olsun zalimlere! | فَاخْتَلَفَ الْاَحْزَابُ مِنْ بَيْنِهِمْۚ فَوَيْلٌ لِلَّذ۪ينَ ظَلَمُوا مِنْ عَذَابِ يَوْمٍ اَل۪يمٍ | .65 | 65 |
fa Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
htelefel Kök: H:LFKelime: halefeFiil, İFTİ'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman
ahzâbu Kök: HZBKelime: ahzabİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: ✦ Bölük. Kısım. Grup. Cemaat. Takım. Fırka. Taraftar.
✦ Toprağı katı olan yer.
✦ Kur'ânın kısımları.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
beynihim Kök: BYNKelime: beynİsim Kelime Anlam: Arası. Arasında. Aralık. İki şeyin arası. İkisinin ortası. Firkat. Ayrılık. Beyan. Burnu ve ayakları uzun karga.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
veylun Kök: VYLKelime: veylexoxox Kök Anlam: ✦ Vay hâline, yazık, vay! anlamlarında hayıflanma ünlemi. Tehdid manasında kullanılan azab kelimesidir.
✦ Felaket, hüzün ve hüsran.
✦ Cehennem'de bir çukur ismi veya Cehennem'in bir kapısı. Kelime Anlam:
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
zalemû Kök: Z:LMKelime: zulmFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Haksızlık. Eziyet, işkence. Bir hakkı kendi yerinden başka bir yere koymak.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
azâbi Kök: A:Z!BKelime: azabİsim, Eril Kelime Anlam: Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem.
yevmin Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
elîmin. Kök: eLMKelime: elimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Acı veren, acıtan, ağrıtan. Çok şiddetli ağrı veren. | | | | |
Diğer Meal: Ama aralarından çıkan gruplar ayrılığa düştüler. Elem dolu bir günün azâbından vay o zulmedenlerin hâline!
|
43. ZUHRUF / 66Sure Ayet Sayısı: 89 Kitap Sırası: 43 Nüzul Sırası: 63 Nüzul Yeri: MEKKE | Onlar, sadece, saatin ansızın kendilerine gelmesine mi nazar ediyorlar... onların şuurunda değil!? | هَلْ يَنْظُرُونَ اِلَّا السَّاعَةَ اَنْ تَأْتِيَهُمْ بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ | .66 | 66 |
hel Kök: soruKelime: helKelime Anlam:
yenzurûne Kök: NZ:RKelime: nazaraFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman
illes Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
sâate Kök: SVA:Kelime: saatİsim, Dişil Kök Anlam: ✦ Benlikten arınmış hareket. Emr-i ilahiye uygunluğu duymak.
✦ Bir günün yirmi dörtte biri, saat. Altmış dakikalık zaman.
✦ Zaman, vakit. Belirli bir vakit. Kelime Anlam: ✦ Benlikten arınmış hareket. Emr-i ilahiye uygunluğu duymak.
✦ Bir günün yirmi dörtte biri, saat. Altmış dakikalık zaman.
✦ Zaman, vakit. Belirli bir vakit.
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
te'tiyehum Kök: eTYKelime: itaFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
bagteten Kök: BG:TKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
hum Kök: zamirKelime: humZamir Kelime Anlam: Muttasıl zamir. III. Şahıs Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
yeş'urûne. Kök: ŞA:RKelime: şuurFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Bir şeyi tanıma. İncelikleri idrak etme. Belirti, işaret (üstünlük içerir). Anlayış, idrak. Vicdan. Hiss-i zâhirle duymak. Kendi varlığından haberi olma. Bir şeyi hoşça tanıma. İnceliklerini iyice idrak etme. Kelime Anlam: Kıl. Saç. Ateş yakmak. Cenk koparmak, kavga çıkarmak. | | | | |
Diğer Meal: Onlar (bu tavırlarıyla) ancak, kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini beklemektedirler, hâlbuki bunun farkında değillerdir.
|
43. ZUHRUF / 67Sure Ayet Sayısı: 89 Kitap Sırası: 43 Nüzul Sırası: 63 Nüzul Yeri: MEKKE | Yevme-izinde, muttakiler dışında... halil olanların bazısı bazısına düşmandır. | اَلْاَخِلَّٓاءُ يَوْمَئِذٍ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ اِلَّا الْمُتَّق۪ينَۜ۟ | .67 | 67 |
el-ehillâu Kök: H:LLKelime: halilİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam:
yevme Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
izin Kök: harfKelime: izinKelime Anlam: "Hem, vakt, yevm, hiyn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır.
Mesela: Hiyne izin: O vakit ki. Yevme izin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi.
// Mazi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İz kuntu muallimen: Muallim olduğum zaman manasına geliyor. (iz) Yazılmasa manası, muallim idim olur. //
ba'duhum Kök: BA:D:Kelime: bazıİsim, Eril Kelime Anlam: Bir şeyin bir kısmı. Bir parça. Bâzısı. Biraz. Diğer.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
ba'dîn Kök: BA:D:Kelime: bazıİsim, Eril Kelime Anlam: Bir şeyin bir kısmı. Bir parça. Bâzısı. Biraz. Diğer.
aduvvun Kök: A:DVKelime: aduvvİsim, Eril Kök Anlam: ✦ Koşmak. Hızla ilerlemek (özellikle at ve deve gibi binekler için kullanılır ve saldırganlık içerir).
✦ Düşmanlık etmek. Haddi aşmak. Saldırmak. Zalim.
✦ Hazırlamak. Yayılmak. Salgın hastalığın hızla yayılması.
✦ Uzaklık, mesafe (hem konum için hem de ilişkiler için). Kelime Anlam: ✦ Düşman, hasım. Zalim.
✦ Haddi aşan.
illel Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
muttekîne. Kök: VK:YKelime: muttakiİsim, İFTİ'AL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: İttika eden. Takva sahibi olan. Kendisini takva sahibi yapan. Ehl-i takva. | | | | |
Diğer Meal: O gün Allah’a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar.
|
| Ayn Secavendi |
43. ZUHRUF / 68-69Sure Ayet Sayısı: 89 Kitap Sırası: 43 Nüzul Sırası: 63 Nüzul Yeri: MEKKE | "Ey… ayetlerimize iman ederek... ve Müslüman olarak, BANA abd olanlar!
Yevmde size korku yoktur... siz hüzünlenmeyin." | يَا عِبَادِ لَا خَوْفٌ عَلَيْكُمُ الْيَوْمَ وَلَٓا اَنْتُمْ تَحْزَنُونَۚ | .68 | 68 |
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
ibâdi Kök: A:BDKelime: ibadİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Emir alan ve aldığı emri yerine getiren. Buna mecbur olan. / Hareketlerini belirleyecek emirleri almak üzere mabuda bağlantılı olmak. / Köle. Kelime Anlam:
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
havfun Kök: H:VFKelime: havfİsim, Eril Kelime Anlam:
aleykumul Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
yevme Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
entum Kök: zamirKelime: entumZamir
tahzenûne. Kök: HZNKelime: hazeneFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman | | | | | | اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا بِاٰيَاتِنَا وَكَانُوا مُسْلِم۪ينَۚ | .69 | 69 |
ellezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
âmenû Kök: eMNKelime: imanFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Şahit olunmayan birşeye, bir kaynağa güvenerek itimat etmek.
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
âyâtinâ Kök: eYYKelime: ayetİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Eser. Kimsenin inkar edemiyeceği açık delil. Nişan. Alamet. İşaret. Menzil, mekan. Kur'an-ı Kerim'deki her bir cümle. Manen uyanmağa sebeb olan hadise.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kânû Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
muslimîne. Kök: SLMKelime: muslimİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: (İf’al Kalıbı - İsim) İslam Dinine dahil olmuş, İslam yaşantısını yaşayan kimse. / Silm olan. Salim olan. / Teslimiyet halinde sürekli olan.
Müslüman kelimesi; Arapça müslim kelimesinin Farsça dil bilgisi kurallarına göre çoğulu olan Müslimân şeklinin Türkçe ses uyumuna uyum sağlamış halidir. Türkçede tekil olarak kullanılır ve çoğulu Müslümanlar şeklinde ifade edilir. | | | | |
Diğer Meal: (Allah, şöyle der:) “Ey âyetlerimize iman eden ve müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur, siz üzülmeyeceksiniz de.”
|
43. ZUHRUF / 70Sure Ayet Sayısı: 89 Kitap Sırası: 43 Nüzul Sırası: 63 Nüzul Yeri: MEKKE | Siz ve zevceleriniz, habr olarak cennete dahil olun! | اُدْخُلُوا الْجَنَّةَ اَنْتُمْ وَاَزْوَاجُكُمْ تُحْبَرُونَ | .70 | 70 |
udhulûl Kök: DH:LKelime: dehaleFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Emir
cennete Kök: CNNKelime: cennetİsim, Dişil Kelime Anlam: Etrafı çevrilerek ve kapatılarak korumaya alınmış bahçe.
entum Kök: zamirKelime: entumZamir
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ezvâcukum Kök: ZVCKelime: ezvacİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Çeşit. Tür. / Sınıf. Cins. / Bir şeyi tamamlayan, bütünleyen, noksanlarını ikmal şeyler. / En az iki şeyden meydana gelen. Bunların her biri. // Karı ve kocanın herbiri.
tuhberûne. Kök: HBRKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: “Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde cennete giriniz.”
|
43. ZUHRUF / 71Sure Ayet Sayısı: 89 Kitap Sırası: 43 Nüzul Sırası: 63 Nüzul Yeri: MEKKE | Onlara, altın sahfeler ve kübler ile… içlerinde, nefslerin iştahlandığı ve aynların lezzet aldığı şeyler tavaf ettirilir… siz orada ebedisiniz! | يُطَافُ عَلَيْهِمْ بِصِحَافٍ مِنْ ذَهَبٍ وَاَكْوَابٍۚ وَف۪يهَا مَا تَشْتَه۪يهِ الْاَنْفُسُ وَتَلَذُّ الْاَعْيُنُۚ وَاَنْتُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَۚ | .71 | 71 |
yutâfu Kök: T:VFKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
aleyhim Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
sıhâfin Kök: S:HFKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
zehebin Kök: Z!H!BKelime: zehebİsim, Eril Kök Anlam: ✦ Gitmek. Gönderilmek.
✦ Sapmak, gidilen yoldan ayrılmak. Doğru olandan yanlış olana çevrilmek, dönmek.
✦ Değerini değiştitmek veya aldatmak için bir şeyle kaplamak.
✦ Altın kaplamak. Kelime Anlam: ✦ Altın.
✦ Yumurta sarısı.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ekvâbin Kök: KVBKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
fîhâ Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
teştehîhil Kök: ŞH!VKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
enfusu Kök: NFSKelime: enfusİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Can, kişi, kendi, öz varlık. Bir şeyin zatı olan, kendisi. Göz. Şehvet ve gadabın mebdei olan kuvve-i nefsaniye. Fıtri meyil, bedenin hissi istekleri. Ruh, hayat, asıl. Maya. Hamiyet. Dişil (semai müennes) kavramdır.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
telezzul Kök: LZ!Z!Kelime: lezzFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Uyku, nevm. / Sözü güzel olan, tatlı konuşan kişi. / Tatlı, leziz, lezzetli.
a'yunu Kök: A:YNKelime: aynİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Göz. Pınar, kaynak. Çeşme. Tıpkısı, ta kendisi. Zat. Eşyanın hakikatı. Diz. Altın. Nazar değme. Casus. Muayene etmek. Bir yerin ileri gelenleri. Kavmin şereflisi. Meclis azaları. Kaymakam. Muayyen ve müşahhas olan şeyler. Her şeyin en iyisi.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
entum Kök: zamirKelime: entumZamir
fîhâ Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
hâlidûne. Kök: H:LDKelime: halidİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Sonsuz, ebedi. Daimi. Sürüp giden. Devam eden. | | | | |
Diğer Meal: Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır. Siz orada ebedî olarak kalacaksınız.
|
43. ZUHRUF / 72Sure Ayet Sayısı: 89 Kitap Sırası: 43 Nüzul Sırası: 63 Nüzul Yeri: MEKKE | Bu... amel etmiş olduğunuz şeyler ile kendisine varis olduğunuz cennettir. | وَتِلْكَ الْجَنَّةُ الَّت۪ٓي اُو۫رِثْتُمُوهَا بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ | .72 | 72 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
tilkel Kök: harfKelime: tilkeKelime Anlam:
cennetu Kök: CNNKelime: cennetİsim, Dişil Kelime Anlam: Etrafı çevrilerek ve kapatılarak korumaya alınmış bahçe.
lletî Kök: harfKelime: elletiKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
ûristumûhâ Kök: VRS!Kelime: irasFiil, İF'AL Kalıbı, Edilgen, 2.nci, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Sebeb olmak, vermek. Vâris kılmak, miras bırakmak, miras yemek. Gerekmek.
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
kuntum Kök: KVNKelime: kevnFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
ta'melûne. Kök: A:MLKelime: amelFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İş. Çalışma. Bir emri veya vazifeyi yerine getirme. Bir bilginin iş olarak tatbiki. Kar, iş işleme. | | | | |
Diğer Meal: İşte bu, yapmakta olduklarınıza karşılık size mîras verilen cennettir.
|
43. ZUHRUF / 73Sure Ayet Sayısı: 89 Kitap Sırası: 43 Nüzul Sırası: 63 Nüzul Yeri: MEKKE | Orada pek çok fakihler sizin içindir... onlardan yersiniz. | لَكُمْ ف۪يهَا فَاكِهَةٌ كَث۪يرَةٌ مِنْهَا تَأْكُلُونَ | .73 | 73 |
lekum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
fîhâ Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
fâkihetun Kök: FKH!Kelime: fakihe ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Yaş meyve, yemiş, yaş hurma ağacı. Şenlendiren, sevindiren.
kesiratun Kök: KS!RKelime: kesirİsim, Dişil, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Çok. Bol. Kesret üzere olan. Türlü. Çeşitli. Artan parçalar, geri kalan adetler. Artık. Kelime Anlam: Kırmak. Parçalamak. Parçalara ayırmak. Mat: Bir bütünün parçalarından her biri.
minhâ Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
te'kulûne. Kök: eKLKelime: ekeleFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman | | | | |
Diğer Meal: Orada sizin için bol bol meyve var, onlardan yersiniz.
|